Manyetizma Nedir?
15.07.2016 16:24Manyetizma Nedir?
Mıknatıs gibi çekici kuvveti dan gelen bir özelliktir. Evet, manyetizma denilen güç, insanın beyin faaliyetinden, ellerindeki sıcaklıktan ve çıkan akımdan, tesir edici nazarından değil, bizzat Allah’ın bir lütuf ve keremi neticesinde, insanın ruhundan kaynaklanmaktadır.
Ruhumuzun bu gizli kabiliyeti geçmişteki bütün uygarlıklar tarafından keşfedilmiş, insanlığın hizmetinde kullanılmıştır. Asırlar değişse dahi uygulanan metotlar aynı kalmıştır. Okuma ve nefes etmeler, manyetik nazarlar, telkin ve ellerin pas ile enerji dağıtması; İnka ve Aztek’lerden Mısır’a, Çin’den Mezopotamya’ya, Hind’den Eski Yunanlılara, Anadolu’dan Afrika’ya kadar hiç değişmemiştir.
manyetizma ise, insanın ruhun-
Her insanda az veya çok manyetizma vardır. Ekser insanlar bunun farkına bile varmazlar. Âlemlere fihriste ve küçük bir kâinat olan insanın, yaratılıştan gelen bu özelliği, Allah’m lütuf ve keremi olarak bütün insanlar için geçerlidir. Yâni, bu özellik Hristiyan’da, Musevî’de, putperestte, Hindu ve Müslüman’da olabilir. Irk, cins ayrımı yoktur. Çağlar boyunca her kıt’ada her milletin içinde manyetizma gücüyle insanlara faydalı olmaya çalışan kişiler çıkmıştır.
İnsanın vücudundaki manyetik güç ile cinler arasında kuvvetli bir bağ vardır. Çünkü, manyetizma fizikî âlemin bir olgusu değil metafizik âlemin bir tezahürüdür. Bazıları, manyetizma gücü gözünden, elinden, nefesinden dışarıya çıkan insan ile maddî bir bakıştan dolayı fazla ilgilenmeyebilir. Ama, metafizik âlemdeki cinnîler bu olaya ilgisiz kalamaz, o kişiyle hemen irtibata geçerler. O kişi istese de, istemese de cinnîlerle diyalog kurar. Ayrıca, fizik âlemden metafizik âleme geçerek, trans, istiğrak, yakaza hâliyle münasebet kurabilir.
Bugün, birçok psikosomatik hastalık ilâç yerine manyetizma ve hipnotizma yoluyla tedavi edilmekte; başarılı sonuçlar alınmaktadır. İnsanı ayakta tutan ve hareket ettiren en mühim faktör, yediğimiz yemek, aldığımız gıda değil, ruhî enerjisidir. Ruhları sersem olmuş nice insanlar, en lüks hayatı yaşasalar, en leziz yemekleri yeseler dahi ancak yürüyen birer et yığınıdırlar.
Eğer, bazı tabulardan ve yanlış anlamalardan dolayı kanunen bu uygulamalar daha serbest olsa, o zaman sahtekâr ve şarlatanların ayıklanmasıyla beraber manyetizma, hipnotizma ve biyoenerji insanlığa daha faydalı şekilde kullanılabilecektir.Vücudun Metafizik Zırhı
İnsan vücudunun çevresinde, gözümüzle görmediğimiz ama hassas elektronik aletlerle tespit edilebilen bir enerji türü vardır. Bu enerji, insan hastalandığında, duygulandığında, öfkelendiğinde, korktuğunda, sevindiğinde değişebilmektedir.
Fizikî bedenimizin yaydığı bu enerji, ancak gelişmiş cihazlarla bulunabilmiştir. Beş duyu organımızın tespit edemediği bu enerjiyi, yaradılışından gelen yetenekle, birçok medyum ve metafizik uzmanı algılayabilmektedir. Ancak bu gözle görünmeyip hissedilen, zırh ve koruma duvarının mahiyeti tam olarak bilinememektedir.
Yeteneği iyi gelişmiş medyum veya metafizik uzmanı, bu zırhın şekline göre insan hakkında fikir yürütebilir. Beyinle ilgili veya psikolojik bir rahatsızlık bu zırhın şekline göre anlaşılabilir.
İnsanın beyni bir enerji akımı yaydığı gibi, ruh ve beden de farklı frekanslarda enerji akımları yaymaktadır.--------------------------------
İnsan Nefesinin Manyetik Özelliği
Her insan yaratılış özelliği olarak az çok manyetik enerjiye sahiptir. Enerjiler genellikle vücudun sivri ve çıkıntılı yerlerinde görülür. Ellerimizi belli bir müddet birbirine ovuşturduğumuz zaman, arada aşikâr bir enerji akımı meydana gelir. Parmak uçlarından çıkan enerji ve manyetik akım, bugün ilim tarafından tesbit edilmektedir. Aynı şekilde, insan nefesiyle belli bir miktar akımı havaya gönderir. Eskilerin ‘nefes etmek’ dediği olay, gerçekte bazı şeylere tesir etmektedir. Sıcak, soğuk, ılık, derin gibi çeşitli şekilleri vardır.
İnsan günlük hayatını yaşarken yıldızlardan, gezegenlerden, çeşitli teknolojik ürünlerden ve cinlerin manyetik akım ve enerjilerinin (esirinde kalabilir. Kendi bünyesi ve elektrik yapısı bozulup, düzensiz hâle gelebilir. Vücuduna âdeta yapışan bu manyetik bulutları, akım ve enerjileri en kolay temizleme yolu manyetik nefestir. Rahatsızlık duyan kişiye, rahatsızlığın ve akımın çeşidine göre nefesin üfürülmesiyle, o akım insan vücudundan gider. Bu olay İlmî bir şekilde izah edilebilir. Bu nefes etmeyi, medyum özelliğine sahip bir kişi daha tesirli gerçekleştirir. Avrupa ve ABD’de çok yaygın bir şekilde uygulanan bu olay bizim ülkemizde ne yazık ki yanlış anlaşılmaktadır. Ve bunun adına “üfürükçülük” diyerek, araştırma, inceleme dışına itilmektedir. Bu da, diğer birçok olayda olduğu gibi şarlatan, istismarcı ve menfaatçilerin ayıklanması ile bilim mahfillerinde incelenecektir. Ancak böylece insan nefesinin mahiyetinin öğrenilmesiyle, üfürükçülük ile bilimsel yönden izah edilen manyetik insan nefesi, birbirinden ayrılmış olacaktır.
---------Rüyanın Mahiyeti
Rüya, diğer adıyla düş, uykuda girilen hayalî ve misalî bir dünyadır. Rüyalarda çok hayal unsuru olduğundan rüyaların tamamı ciddiye alınmamalıdır. Çünkü günlük hayattaki birçok olay, nesne, çeşitli sembol ve işaretlerle bilinçaltına iner ve bunlar rüya esnasında görülür.
Hz. Yusuf Peygamberin rüya olayı, bazen rüyalarda büyük hakikatlerin olduğunu gösterir. Ayrıca görülen rüyaları devamlı iyiye ve hayra yormalı, kötüye ve şerre yormaktan kaçınmalıdır.
Özellikle heyecanlı karakterler çokça rüya görürler. Görülen bu rüyalarda insan geçmişte başına gelen olayları değişik bir şekilde de S görebilir. İnsanın mizacı, huyu, karakteri de burada önemlidir.
METAFİZİK VE RÜYALAR
İnsanların bir kısmında doğuştan gelen, bedenin dış dünyayı idrak ettiği beş duyu dışında his ve algı yetenekleri vardır. Kimi insanlar ise, bazen çevrelerini etkiler, olaylara tesir edebilir.
Rüyalar, ruhun bir fonksiyonu olarak metafiziği ilgilendiren vakıalardır. Büyük bir kısmı bilinçaltı duygular diye nitelense bile, bir kısım rüyalar görüldükten sonra günlük hayatımızda aynen veya çok az değişiklikle başımıza gelmektedir.
Uykuda iken gördüğü rüyanın günlük hayatında gerçekleştiğini görmek, bir çok insanı şaşkına çevirmekte, hayrete düşürmekte, kimi zaman başa gelen kötü bir halden dolayı kişiyi sıkıntıya sevket-mektedir.
Metafizik çalışma yapan kişinin burada, rüyaların psikolojik bir olay olduğunu, ruhun bazen olay vuku bulmadan birşeyler hissetme yeteneğine sahip olduğunu açıklaması gerekir. Rüya, metafiziğin önemli bir bölümüdür.
Ruhun bazı hadiseleri olmadan hissetmesi veya rüyada görmesi, insanların bu konuda bilgisiz ve şuursuz olması, günümüzde ‘rüya tabircisi,’ ‘yorumcu hoca’ vs. birçok şarlatanı ortaya çıkarmış, insanlar bu yoldan istismar edilmeye başlanmıştır.
Uykuya dalan kişi, şehadet âlemine ilgisini kesip, gayb alemine yönelir. Duygusal yönden bazen, levh-i mahfuza bir menfez bulabilir ve rüyada bazı hakikatleri görebilir. Gördüğü bu hakikatler, bazen olduğu gibi çıkar, bazen kısmen değişiklik gösterir. Ayrıca bazı şeylerin yaşanmadan önce rüyada aynen görülmesi, her şeyin, meydana gelmeden önce önce kayıtlı olduğunu gösteren bir işarettir.
RÜYADA SEMBOLLER
İnsan uykuda gördüğü rüyaları, çoğu zaman yorumlayamaz. İyi tabir edilmeyen rüyalar, bazen insanı sıkıntıya ve üzüntüye, su-i zan ve vesveseye atar.
Özellikle ölüm ile ilgili rüyaların iyi tabir edilmesi gerekir. Bunlar insanı en çok etkileyen rüyalardır. Metafizik yönden ölüm olayını rüyada görmek, endişe, vesvese ve evhama kapılmaktan ziyade ibret ve ders alınması İçindir, Genellikle bir ikaz, ihtar ve uyarı niteliği taşıyanları da vardır.
RÜYADA MALÛM OLMAK
Sadık rüya dediğimiz rüyalarda bazen başımıza’gelebilecek hadiseleri görürüz. Halk arasında buna “rüyada malûm olmak” denir. Buna şöyle sonıııl bir örnek anlatabiliriz.
Bizim damadın abisi, bir rüya görür. Sabahleyin bizim damada telefon açar. “Kardeşim, senin çocuğu rüyamda gördüm. Ağlıyordu, idrar yollarında rahatsızlık varmış” der. Kardeşi de ona “Abi, Nazlı-can iki günden beri ağlıyordu, biz ise sebebini bilmiyorduk, bir doktora götürelim” diye cevap verir.
Akşam olunca, abinin telefonu çalar: “Alo, abi Nazlıcan’ı doktora götürdüm, ağır derecede idrar yollan enfeksiyonu varmış, iğne ve hap tedavisi verdiler, sağ ol! Nazlıcan, iyi olacakmış” der.
Bu rüyada, birbirine yakın iki kişinin içinde bulunduğu bir halden rüya vasıtasıyla haberdar olma olayı vardır. Bu tür rüyalar toplumda sıkça görülür.
Bu metafizik olayda, ruhun gücü âşikâr görülmektedir. Hiss-i kable’l-vuku dediğimiz, bir olayı olmadan önce hissetmek bazen böyle rüyalarda tezahür eder.
RÜYALAR VE CİNLER
İnsan, uyurken en uzunu birkaç saniye süren, fakat kendisine bazen saatler gibi gelen, rüyalar görür. Bu rüyalardan bazıları Rahmanı, bazıları nefsî ve şeytanî, bazıları da tamamen malâyani ve boştur. Cinler insanın gördüğü ‘rüya-yı sâdıka’ya yâni hak rüyalara müdahale edemez. Ancak şeytanın azdırmasıyla, insanlara rüyalarında, bazı müstehcen, şehevî şeyler göstererek, insanları namaz ve ibadetten soğutmaya çalışırlar. “Rüyada şeytan aldattı” ifadesi, aslında cinnî şeytanlar için söylenmiştir. Çünkü, şeytan bizzat insana müdahale edemez, ancak insî ve cinnî şeytanları kullanır.
İnsan, gündüz uyanık iken ne ile meşgul olursa, genellikle geceleyin rüyasında onu görür. Bu sebepten uyanık iken manevî ve ulvî şeylerle meşgul olalım, insî ve cinnî şeytanlara boyun eğmeyelim.
TELKİN OLAYI VE CİNLER
Rüyalar bazen, insana hakikati gösterir, yön verebilir. Bunu, görev yaptığım memlekette, metafizik âlemdeki cinnîler vasıtasıyla tecrübe ettim. Beraberimdeki bir öğretmen arkadaşımın yüzlerce kilometre uzaklıkta bulunan mühendis kardeşi, namazı terkederek serkeşlik yapıyordu. İrtibatta bulunduğum bir kısım cinnîye, o mühendisin adresini, bulunduğu yeri söyleyerek, “Ona Allah rızası için hidayet ve ibadet yolunu telkin edin, rüya gösterin” dedim. Daha önce böyle bir hâdiseyi hiç tecrübe etmemiştim.
Birkaç gün sonra öğretmen arkadaşımın kardeşinden bir telefon geldi. Tecrübe ettiğimiz gece, gördüğü müthiş rüyalardan bahsediyordu. İfadesine göre o gece, sabaha kadar öğretmen ağabeyini rüyasında görmüştü. Ağabeyinin ona, ibadet ve istikametten bahsettiğini, bu arada onu korkuttuğunu söyledi. O günden itibaren, eski hâlini terkederek ibadete başlamıştı.
Ben bu deneyi bir daha tatbik etmedim. Ama şu tecrübeye sahip oldum. Bir insanı yüzlerce kilometre uzaktan, cinler vasıtasıyla takdir ve kaderi noktadaki hikmetiyle beraber, tesir altına almak mümkündür. Bu olaylar da külli kaderin içinde bir sebeptir. Yâni, Cenâb-ı Hakk birine hidayet verecekse böyle bir tarzda, cinnîleri vasıta kılabilir. Daha önce de belirttiğimiz gibi bazen de cinler insanlara çeşitli sebeplerle tasallut edip, onları dalâlete düşürüp, günahlara sokmaktadır.
Beş duyu organının idraki dışında, enteresan nice olaylar olmaktadır.